Depresyon en sık karşılaşılan ruhsal durum bozukluğudur.Hafif depresyon hislerinden, çok daha ciddi intihar düşüncelerine kadar giden bir klinik depresyon aralığı vardır.Bazı belirtileri bulunmaktadır:
- Kilo kaybı ve aynı zamanda iştahsızlık ya da kilo alımı ve aynı zamanda iştahın açılması,
- Uykusuzluk veya aşırı uyku alışkanlığı,
- Fiziksel hiperaktive ya da tam tersi hareketsizlik,
- Eğlenceli faaliyetlere karşı ilginin azalması,
- Enerji kaybı ve yorgunluk hissi,
- Değersiz hissetme, kendini kınama ya da uygunsuz suç hissi,
- Düşünme ve konsantrasyon kaybı,
- Tekrarlanan intihar ve ölüm düşünceleri,
- Ağlama atakları,
- Vücudun belirli kısımlarında oluşan ağrılar,
- Mide ve bağırsak rahatsızlıkları,
- Alkol ve uyuşturucu gibi maddelere daha meyilli hale gelme,
- Korku,kızgınlık,
- Kaçış yolu olarak kendini yaptığın işe verme
Depresif bozukluk beyne ait bir rahatsızlık.Depresyonda olan insanlar ilaç,psikoterapi ve alternatif tıptan ya da daha değişik çözümlerden yara sağlayacakken çok az hasta bir çözüm yolu bulma arayışı içine girer.
Depresyon ve stres kontrolü için akupunktur da bir tedavi biçimidir.Depresyonun sebebi, genel olarak altta yatan kimyasal ya da fizyolojik etkenlerde olabilir.Derinde olan nedenleri teşhis etmek ve yok etmek için başvurulması gereken ilk tedavi yöntemi olabilir.Depresyona sebep olduğu bilinen etkenleri kaldırmak için hastaya önce iyimser olmayı öğretmek gerekir.
Düşük düzeydeki serotonin depresyona yol açar.Serotonin önemli bir nörotransmitterdir.Nörotransmitter ise bir sinir hücresinden diğer sinir hücresine bilgi taşımak ile yükümlü kimyasal taşıyıcıdır.Serotonin, ruhsal durumu iyileştirici ve sakinleştirici özelliği ile beynin kendi ilacı olarakta adlandırılır.
Akupunktur yöntemi ile vücut ve kulaktaki özel akupunktur noktalarından direk olarak vücudun serotonin seviyesinin yüksetilmesi olanaklıdır.Ayrıca yapılmış olan klinik araştırmalar sonucunda akupunktur ile yükseltilmiş olan serotonin miktarının, vücutta herhangi bir ishal oluşumuna benzer bir yan etki yaratmadığı görülmüştür.
Modern psikiyatri, nörotransmitterlerde dengesizlik yapan serotonin, dopamin ve amaamino butrik asit gibi psikolojik etkenleri belirleyip yok etmek yerine nörotransmitter kontrol etmeye odaklanmaktadır.Bu amaç doğrultusunda ise antidepresanlar kullanılır.
