Akupunktur, dışarıdan hiçbir kimyasal müdahale olmadan vücudun kendi kendisini tedavi etmesi durumudur. Bu Uzakdoğu tekniğinde vücutta belirli bölgelerde bulunan noktalara uygulanan özel hazırlanmış iğneler yardımı ile sinirler uyarılır ve vücutta düşük seviyede olan enzimlerin üretilmesi hızlanır. Bu da hastalığın ağrı ve acısını hafiflemesine yardımcı olur, ayrıca hasarlı dokunun kendi kendisini tedavi etmesi sağlanır.
Akupunktur uygulamasını migren, depresyon, bağımlılıklardan kurtulma, zayıflama ve iradeyi güçlendirme gibi sorunlar karşısında uygulandığı bilinmektedir. Ayrıca ağrılı hastalıklarda tedavi sürecinin konforlu geçirilmesine de etki eden bu uygulama, ramazan da oruç tutma sürecinde de değerlendirilmektedir. Özellikli kilo sorunu olan hastalar akupunktur ile zayıflamayı tercih ederken, vücudun direncinin bu yol ile korunduğunu belirtmekte yarar var. Akupunktur uygulamasında uyarı noktalarının harekete geçirilmesin ile beyinde salgılanan enzimler hastanın dirayetinin de artmasında etkili olmaktadır.
Oruçlu iken akupunktur tedavi seansı uygulanabilir mi? diye birçok kişi aklından geçirmektedir. Bu noktada belirtmek gerekir ki, akupunktur uygulamasında hastaya batırılan iğneler kurudur ve hiçbir kimyasal içermez. sadece hastanın uyarı noktaları aktif hale getirilir. Bu durum aynen oruçlu iken uyanınca ayılmak için yüzünü soğuk su ile yıkamaya benzer. Yani sadece uyarı sistemleri aktif olarak hareketlenir. Bu yüzden akupunktur ile ramazan orucu tutmak mümkündür. Diğer taraftan akupunktur tedavisi uygulanan hastanın direnci yükseldiği için hasta daha rahat oruç tutabilmektedir. Özellikle uzun yaz günlerinde ramazan orucu tutmakta zorlanan kişiler akupunktur seansları ile daha dirençli hale gelebilmekte, oruçlu iken yaşanılan baş dönmesi, göz kararması, mide bulantısı, mide ağrısı ve açlık hissini yok ettiği belirtilmektedir. Hastanın yaşadığı açlığa katlanılabilirliğini artıran bu uygulama, aynı migren hastalarının akupunktur uygulaması ile yaşadığı ağrı ataklarına karşı direnci ile kıyaslanabilir.
İnsan sağlığı önemlidir, ancak insan sağlığına hizmet etmek daha özenmelidir. Özellikle yitirilmiş sağlığın geri kazanılması ve bu sürecin konforlu geçirilmesine yönelik uygulamaların önemi inkâr edilemez. Akupunktur çağımızın ve geleceğin tedavi yöntemi olma iddiasını haklı olarak sürdürmektedir. Günümüzde artık üniversitelerde ders olarak okutuluyor olmasın bunun kanıtıdır.