Bugünün dünyasında, 1974 yılında Dünya Sağlık Örgütü(WHO). 1991 yılında TC Sağlık Bakanlığı tarafından, uygulanabilir tedavi yöntemlerinden birisi olarak kabul edilen bu geleneksel tedavi yöntemi zaman içerisinde gelişen teknoloji ile ve bunun dolaylı yansıması olarak da tıp ile birlikte farklı yöntemleri içerisine katmayı başardı. Elektro akupunktur, geleneksel akupunktur tedavi yönteminin sonradan ortaya çıkan alt başlıklarından birisidir. Yine iğneyle tedavi olunsa da verilen elektrik akımları ile tedavi sürecine katkı sağlamaktadır. Özellikle Avrupa’ya gelmesiyle birlikte bu etkileşim fazlasıyla yansıdı. Fransa’ya akupunkturu yaymayı başaran en önemli isimlerden tıp adamı Roger De La Fuye, ilk elektro akupunktur cihazının da mucidi olarak tarihe geçmiştir. Doktor Roger De La Fuye’nin düşüncesine göre, tedavi amaçlı olarak batırılan iğnelere bağlanın minik elektrik ileticileri ile özellikle lazerli tedavilere göre daha olumlu sonuçlar alınabilir. Bu düşünce artık günümüz dünyasında kullanılan bir tedavi yöntemi haline geldi. Zaman içerisinde özellikle Alman bilim adamları tarafından geliştirilerek düzenlenen elektro akupunktur hala gelişimini ve önemini artırmaya devam ettirmektedir.
Elektro akupunktur tedavi yöntemi medikal teknik olarak elektriğinde bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaya başlandığı ile yöntemlerden birisidir. Bu durumda dolaylı olarak bu tekniğin farklı alanlarda işlerlik kazanmasına katkıda bulunmuştur.
Elektro akupunktur ile bilinmesi gereken ilk durum hiç kuşkusuz asıl bir tedavi yöntemi olması değil, yardımcı bir tedavi yöntemi olmasıdır. Bu da uzman hekimlerce belirtildiği dönem, zaman ve sürede yapılması gerekmektedir. Ancak yapılan araştırmalar ve sonuçlar gösteriyor ki bu yöntemin oldukça etkili olduğu ve üst düzey sonuçlar vermektedir. Özellikle akupunktur yöntemlerinin en acısız ve en fazla tercih edilen türü olan lazerli akupunktur tedavisine göre çok daha iyi sonuçlar alındığı tespit edilmiştir. Romatizmal rahatsızlıklarda, yumuşak doku tedavilerinde, sinir sistemi ile ilgili tedavilerde başarılı sonuçlar alındığı yapılan deneylerle belgelenmiştir. Tedavi süresi standart değildir. Bu hastalıklara ve tedavisi istenilen bölgelere göre değişiklikler gösterir. Bu yöntemin en büyük faydalarından birisi elektrik frekansının ayarlaması yapılarak kas uyarımının şiddeti ayarlanabilmektedir. Böylece uyarılmanın şiddeti dışarıdan bir temas sayesinde değiştirilebilmektedir.